Ankara Ticaret Odası Başkan Yardımcısı İklim Elçisi Ödülü’ne layık görüldü
Ankara Ticaret Odası’nda (ATO) İklim ve İnsan Zirvesi Programı düzenlendi. İklim ve İnsan Zirvesi programına katılan Ankara Kent Konseyi Başkanı (AKK) ve ATO Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz, ‘İklim Elçisi Ödülü’ne layık görüldü.
Ankara Ticaret Odası’nda (ATO) düzenlenen “İklim ve İnsan Zirvesi” programında dünyanın geleceği için yenilikçi çözümler masaya yatırıldı.
Programa katılan Ankara Kent Konseyi Başkanı (AKK) ve ATO Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz’a, ‘İklim Elçisi Ödülü’ verildi.
YILMAZ: “SUYUMUZU KAYBETTİĞİMİZ ZAMAN AKLIMIZI BİLE KAYBEDERİZ”
İklim ve İnsan Zirvesi Programında konuşan AKK ve ATO Başkanı Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz, “Doğayı miras bırakacak bir farkındalık için bugün bu organizasyonu değerli buluyorum. Birlikte ya yeşili göreceğiz ya da yok oluşu izleyeceğiz. 5 bin yıldır suyun olmadığı yerde yurt kurmadı Türkler. Suyun olmadığı yerde mülkiyetimiz olsa ne yazar olmasa ne yazar. Suyumuzu kaybettiğimiz zaman sadece mülkiyetimizi değil aklımızı bile kaybederiz insan vücudunun yüzde kaçının su olduğunu hepimiz biliyoruz” dedi.
“DOĞAYI KORUMAMIZ GEREKTİĞİNİ BİLİYORUZ”
Ranta ve dünyalık mülkiyetine karşı kayıtsız hale gelindiğine dikkat çeken Yılmaz, “Bugün iklim ve insan zirvesi başlığında toplandık adını ne kadar değiştirirsek değiştirelim doğayı korumamız gerektiğini biliyoruz. İklim ve doğanın sadece ekonomi ve turizm boyutları elbette tartışılacaktır. Sahip olduklarımızı nasıl devraldıysak yarın, yarınlara dönüp öyle bırakmak zorundayız. Dün nasıl devraldıysak öyle bırakmak zorundayız. Dünya çok kalabalık, bize yetmiyor ama çevreyi doğayı mimariyi kentsel planlamayı bu kalabalığa rağmen düşünemeyecek kadar rantına ve dünyalık mülkiyetine karşı kayıtsız hale geldik biz” diye konuştu.
“DOĞA VE SEVGİ İÇİN BİRBİRİMİZİ İKNA ETME ZAMANI GELDİ”
Doğamızı kaybettiğimizde sadece yaşamsal ihtiyaçları değil aynı zamanda sanatın reçetesini kaybederiz diyerek konuşmasına devam eden Yılmaz, şu açıklamalarda bulundu:
“Doğamızı kaybettiğimiz zaman sadece yaşamsal ihtiyaçlarımızı kaybetmeyiz, sanatın reçetesini kaybederiz. Bir bitkinin olmadığı bir yerde sanatın konusu kaybolur, heykelin konusu, kaybolur müziğin, türkümün konusu kaybolur. Yaşadığımız coğrafyanın farkındalığı yüksek olursa insanoğlu her kurala uyar. Biz bu farkındalığı güçlendirip birbirimizi denetlemediğimiz için kirletme yarışına girdik. Tarih boyunca insanlar güç, din, para ve konfor için savaştılar şimdi doğa ve sevgi için birbirimizi ikna etme zamanı geldi.”